1919-1939 ARA DÖNEM
Bildiğimiz gibi iki dünya savaşı arasındaki dönem (1919-1939), Avrupa ve Dünya açısından önemli gelişmelerin meydana geldiği, 1. Dünya Savaşı öncesi dünyasının ekonomik, siyasi ve sosyal anlamda hatırı sayılır bir biçimde değiştiği 20 yıllık bir dönemdir. Ara dönemde Avrupa ülkeleri ve diğer ülkelerde bu süreç 1. Dünya Savaşı’nın hasarlarını kapatmaya çalışma ile geçmiş, dolayısıyla yokluk ve sefaletle boğuşmayı ve buna bağlı olarak uç ideolojilerin yükselişini beraberinde getirmiştir. Bu ‘ara dönem’de yaşanan en önemli olaylar (veya süreçler) sosyalizm ve faşizmin yükselişi (özellikle Mussolini ve Hitler ile) ile 29 Ekonomik Bunalımı’dır. Nitekim savaşlar arası bu dönem Avrupa için bir kargaşa ve 2. Dünya Savaşı’na doğru ilerleyiş dönemi olarak özetlenebilir. Ara Dönem’de yaşananları öncesinde Sanayi Devrimi’nden 1. Dünya Savaşına kadar olan dönem hazırlamıştır ve Ara Dönem’in de günümüz dünyasının taslağını oluşturduğu söylenebilir.
Öncelikle, 1. Dünya Savaşı’nın İttifak Devletleri açısından oldukça ağır sonuçlanması ve tatmin edici olmaktan bir hayli uzak olması iki dünya savaşı arasındaki dönemin önemli bir hazırlayıcısıdır. Almanya ile imzalanan, çok ağır hükümlere sahip Versailles Anlaşması Nazizmin yükselişinin nedenlerinden gösterilir ve en meşhurlarıdır. Bu ağır anlaşmaların yanı sıra, savaşı kazanan taraflar da dahil tüm Avrupa savaştan büyük hasar görmüştür ve bu da sefalete ve uç ideolojilerin (komünizm, anarşizm, faşizm gibi) yükselişine yol açmıştır. Bu ekonomik (enflasyon,deflasyon ve krizler vb.) ve politik bunalım döneminde İtalya’da faşizm ile Mussolini, Almanya’da nazizm ile Hitler iktidara gelmiştir . Ayrıca Portekiz’de ve Yugoslavya’da da diktatöryel rejimler kurulmuş ve birçok diğer ülke de Almanya veya İtalya gibi doğrudan diktatörler ve faşizm ile yönetilmese de bu akımlardan etkilenmişlerdir. Diğer tarafta ise Doğu Avrupa’da ve Batı Avrupa’nın bazı çevrelerinde sosyalizm ve daha çok güney Avrupa ülkelerinde anarşizm yükselmiştir. Bu yükselişler insanların mevcut sistemden mutsuzluk ve umutsuzluklarından doğmuştur ve bildiğimiz gibi sonucunda 2. Dünya Savaşı’na ortam hazırlamıştır. Hitler ve Mussolini bu umutsuz sefalet döneminde milliyetçiliği kullanarak halkın da desteği ile saldırgan bir tutumla kısa sürede büyümüş ve silahlanmıştır.
Öte yandan, dünya ekonomisi 29 öncesi altın standardına bağlıydı ve benimsenen sistem (Batı Avrupa’da ve ABD’de) burjuva liberalizmiydi. Fakat Almanya’nın İngiltere ve Fransa’ya altın yokluğundan dolayı savaş borcunu ödeyememesi ve hiperenflasyona sürüklenmesi, İngiltere ve Fransa’nın da borçlarını ABD’ye ödeyememesi, finans sektöründe birçok düzenlemenin eksikliği ve devlet müdahalesinin hiç olmaması gibi nedenler 29 Ekonomik Bunalımı’na yol açmış ve bu büyük krizi aşmak için dünyayı ekonomik ideolojisini değiştirmeye itmiştir. Kriz ile bir yandan faşist ve sosyalist rejimler yükselirken, İngiltere, Fransa ve ABD de kendisini yenilemiştir; altın standardı terk edilmiş ve devlet ekonomik hayata müdahalelerde bulunmaya başlamıştır, ‘laissez faire’ anlayışı çökmüştür, günümüz Batı sosyal demokrasinin temelleri atılmıştır. Bu dönemde güç kazanan totaliter rejimlerin de etkileri bu dönem sonrası ve hatta günümüz dünyasında da hala görülmektedir.
Ayrıca ‘Ara Dönem’ sanat açısından da ilginç bir dönem olmuştur. Bir yandan özelikle Almanya’da ve İtalya’da sanat faşizmden etkilenmiş ve faşist sanat denilen, sanatın bir propaganda aracı olarak kullanıldığı, güç gösterisi yapma amacı güdülen ve abartılı tasvirlere dayalı bir sanat akımı ortaya çıkmıştır. Hitler öncesi Almanya’da (20lerde) ise savaşın halka ve ülkeye verdiği fiziksel ve psikolojik hasardan etkilenen film tarihi açısından önemli bir referans noktası olan ‘Alman Dışavurumculuğu’ akımı ortaya çıkmıştır. Bu akım Fritz Lang gibi yönetmenleri, absürt dekorları, aşırıya kaçan ışıklandırmaları ve rahatsız edici içerikleriyle ünlüdür. Fransa’da ise bu dönemde ‘Fransız İzlenimciliği’ adı verilen akım etkili olmuştur.
Sonuç olarak, iki dünya savaşı arasındaki 20 yıllık dönem, hem 2. Dünya Savaşı’na bir ilerleyiş dönemi olmuş hem de 2. Dünya Savaşı sonrası modern dünyanın ekonomik, siyasi ve sanatsal açıdan ideolojik temellerinin atıldığı bir dönem olmuştur. Bu dönem sonrası dünya bu akımların üstüne koyarak ve onları referans alarak gelişmiştir.
No comments:
Post a Comment